YOZLASAN KÜLTÜR VE TOPLUMUN ÇÖZÜLMESI

Toplumumuzun temel problemi olan kültürün dejenere olmasi,bizim için önemli bir sorun haline dönüsmüstür.Insanlarin yillardir birlikte yasama mecburiyetin de oldugu bu yasam sürecin de,bazi kosullarin da etken oldugu toplumun yasamsal hareketini,belli bir kaide sürecine baglamak amaciyla yasamin için de sekillenen toplumsal normlar olusmaktadir.Bu normlar,insanlarimiz arasin da her türlü iliskileri belli kaideler çerçevesin de düzen haline getirmektedir.Bireysel bazda kendimizce olan sorumlulugumuz ve kendimizi kitle için de tanimlamamiz,bu normlarin kültür haline dönüsmesi ,bireysel sekillenmeler de etkilidir. Kültürün yozlasmasi ve toplumun buna paralel alarak çözülmesinin altin da bir çok neden aramak zorundayiz.Ekonomik olumsuzluklar,bunun çarpici örnegidir.Bizim önemli problemimiz bun dan kaynaklanma olasiligi çok fazla.Toplumun beynin de bir ur gizlenen batililasma düsünceleri yani,Bireylerin iyi bir yasam temayülleri ,onlari nereye götürdü.?bu önemli bir soru,Fakirlesen bir toplum, ne derece derinligin deki yasamsal baglarina sarilabilir ki.fizyolojik egilimler basta lazim gelen zorunluluklardir.fakirlesen bir toplum fizyolojik doyuma gitme egilimi gösterir. Iç Anadolu da yasayan kürt halkimiz,iki kültürün ve iki cografyanin mücadelesini verdiler.Kendi kültürlerin den kopan bir parçaydilar.Sistemlerin den uzaklastilar.Halkimiz yasadigimiz cografya da kendi ekonomik ve kültürel uzantilarini sürdürdüler.ta ki toplum çekirdegin den çikmak zorun da kalincaya kadar.Yasadigimiz ve gördügümüz kadariyla halkimiz bu süreci kapali geçirdi.iç anadolu Türklerin den kopuk yasadilar.Hatirliyorum Konya merkezine geldigimiz zaman bazi zorluklar yasamistik.Sehir merkezi Kürtlerin bu denli kendilerine yaklasmalarin dan rahatsizlik duymuslardi.Biraz da ürkeklikleri söz konusu idi.Biz san ki bahçesin den koparilan solgun bir çiçek gibiydik.kadinlarimiz en çok kültürün etkisini üzerin de tasiyan giyim kusamlariyla en çok horlanan onlar olmuslardi.Türkçe bilmemenin ezikligini yasadilar.Aslin da kadinlarimiz cahil degil di.Girdigimiz kültürün cahiliydiler.dogru degil mi.Benim anam o kadar bilen bir insandi ki,hem ana hem de babamiz di.her ihtiyacimiz la o ilgilen di.okuttu,okuma b ilmiyordu ama yolumuzu açiyordu.Biz de Avrupa macerasini birer kurbanlariydik..Basta annelerimiz.25 sene 30 sene beklediler.hep beklediler ve bekledik.Avusturya ikamet eden cengiz kardesimiz sunu demisti. memleketimizi bir marlboroya ve bir kot pantolonla degistirdik.bu beni çok etkiledi.biz babalarimizi giydigimiz lüks giysilerle degistirdik.babalarimizin sevgilerinden mahrum kaldik. Aslin da ben konuyu kültür sokuna çekecektim;bu insanlarin yeni kültür de yasamaya verdigi tepkidir.alisila gelinmis olan iklim ,örf-adet,gelenek,inançlarini yasama ve benzeri yasamsal sekillerin den koparak kendilerini yabanci bir kültürün için bulmak.

Bu insanlari gergin,hayal kirikliligi,kisa süreli depresyon,olarak ortaya çikar.Bu tepkisel durum da kendimizi kontrol alamadigimiz takdir de önce bireysel sonra toplumsal bir hastalik olusabilir.nitekim halkimizin sorunu da bu.Topraklarimiz da belli bir yasantimiz vardi,inançlarimiz vardi.Müslüman dik,belki çogumuz bu inançlarimizi yasayabiliyorduk.örflere bagliydik,toplumun bir sayginligi vardi üzerimiz de,büyük bilirdik oda veya cemaat insanlarimizi.Çatisirdi onlarin eski fikirleri bizimkiyle ama fazla da incitmezdik anne baba ve amcalarimizi.Toplumumuzdaki sayginligimiz gitmemesi için özgür degildik bu kadar. Ama aslin da ben toplumu agir bir hastaligin için de kivrandigini görüyorum.Bu toplumun bedeni gittikçe eriyor.Gittikçe Kan kaybediyor,ölüme terkedilmis kadar sahipsiz. Hepimiz biliyoruz ki insaniz ve insan oldugumuz için Allah in bizleri var etmesin deki amaç neydi.Toplumsal bunalimlarin ve hastaliklarin bir çogu insan oldugumuzu unutmaktan kaynaklandigin bellidir."Ben cinleri ve insanlari yalnizca bana ibadet etsinler diye yarattim."bu Ayeti kerime de Allah insanlarin dünyaya gelis maksatlarinin kulluk etmeleri ve Allah'in istedigi sekil de yasamalaridir.Yoksa bizi hayvanlar ile ayiran ne farkimiz olabilir ki.bedensel ihtiyaçlarini yerine getiren bir hayvanin baska bir ugras yani yoktur.Düsünsel ve akletme yetenegine sahip olan bu insan Allah n ona bahsettigi sifatlarin sayesin de hayvanlardan ayriyiz.Bir makineyi yapan mühendis onun çalisma sürecin de hangi arizalar yapabilecegini nerde ve ne zaman ne biçim de kullanilacagini bilir.Iste biz de Allah'a teslim olcagiz ve onun bize sundugu kitabi hayatimiza tatbik ederek hayatimiza isik vermek zorun dayiz.Yoksa bu hayat üç bes günlük ile sinirli.Ne kadar yasasak bile bu dünyanin lezzetleri ve bu dünya dan aldigiz bütün zevkler ,musalla tasina getirildigiz zaman son bulur. Dünya hayatina kapilmak ihtiyacin dan fazla kazanmak,tüketim çilginligini sürdürmek,kapitalizm sürecine birer halka olmaktir.Insanlar elin deki ile yetinmeyi bilmesi gerekir.Yoksa insanlarin ihtiyaçlari sinirsizdir.Ihtiyaçlarin biri biter öbürü baslar.Cografyamizin parçalanmasi,insanlarimizin hep daha iyi yasam arayisindan kaynaklandigini söyleyebilirim.Insan için deki degerleri ile insandir.Namus,sayginlik,Ve toplumsal donatilarla yasariz biz.Hayatin kaynagini bu degerler yönlendirir.Günübirlik bir yasam hem bizleri hem de toplumu bir faciyaya sürükler.Topyekün yasam,sevgi,kardeslik ve paylasimla olabilir.Bireysel menfaat,vurdum duymazlik,sirf kendi menfaatlerini öne çikararak,toplumun degerlerini çigneme gibi yanlis hasletlerin getirecegi hastaliklarin onarilmasi zordur.Nitekim için de bulundugumuz topyekün bunalim kaynagi bunlardir.

Toplumumuzun için de bulundugu bu hastaligin kroniklesmesini belirgin sonuçlari ortada hepimiz bilir ki bunun zarari toplumun çekirdegi olan aile müessesi görmektedir.Aile parçalanmasi olarak bildigimiz olay,toplumsal bunalimin dünyaya getirdigi aci çocuklaridir.aile parçalanmasi süregelen bu anlattiklarimin bir ürünüdür.yozlasan kültürün ve çözülmeye yüz tutmus toplumun ürünüdür.Her gün degisik aci haberlerle karsilasiriz köyde.Bir aile daha parçalandi.Iki çocuk daha kimsesiz kaldi.Bunlar o kadar normallesmis ki toplum bu hastaligini kabullenmis bile.Artik bu virüs kanimiza bulasti ki bir yasam tarzi haline dönüstü.Bir toplumu aileler meydana getirir.Saglikli toplum,ilerici toplum,güçlü toplum,güçlü ailelerden olusur.Ama maalesef biz bu kültür sokunun etkiledigi zararlari üstümüz den atamadik. Yöremiz de olmus bir olayi anlatmak istiyorum;Bir dergi de okumustum.bir kadin hayat hikayesini yazmisti.Söyle diyor kadin;Maddi yönden fakirdik,çevremiz de herkes Avrupa akin ediyordu.Bende de bu fikir vardi.Kocam Avrupa ya giderse hayatimizi kurtarir.çocuklarimin gelecegi parlar düsüncesiyle kocami Avrupa ya gönderme fikrini iyicene kafaya koymustum.Fakat gidecek paramiz bile yoktu.Tek çare Avrupa da olan kardesim idi.Abim,ordan bir kadin ayarlamisti,buraya gelip kocamla gönül eglendirecek ve eger begenirse kocama evlilik yapip götürecek.Bu artik o kadar içimize sinmis di ki kocami bile hayaller ugruna satmak zorun da kalmistim.Kocami pazarlamistim adeta gavur kadinina.Aman Allah'im bu ne ar bu ne seref.Bizleri affet Allah'im.Neyse kadin geldi.Bizim buralarda yapamaz.Bizim buralar toz toprak kadina ayip olur.Denize gitmesi lazim.Borç para buldum.Denize gönderdik.Isin sonun da kadin kocami begendi ve evlenip götürdü.Kocamin gidisi o gidis.Ben hayatimi kendi elimle yaktim.Geri de kalan ben ve kimsesiz çocuklarim. Iste toplumuzun için de bulundugu hastaligin kroniklesmesini bir sonucu.Selam ve Dua ile.

RUMUZ: UMUT-KONYA